SİS
- Han AKÇADAĞ

- 12 Nis 2022
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Mar
Ne yaman mesafedir....
İnsan’ın sevdiğini istememesi

Zaman sanki yaşantıları eritip
Birbirine karıştırmış eski ile yeniyi
Ağır ağır içine gömüldüğüm,
Kırık dökük ruhumu zapt eden
Bu hırçın düğümü çözemiyorum.
Kayıp gidiyor ellerimden,
Kirpiklerinden hayata tutunduğum his’
Sokaktaki soğuğun ıssızlığı sinmiş içerime
Ürperiyorum!
Endişe işlemiş gözlerimin içine kadar
Dilim lâl, gönlümde ağır bir melâl
Yılmışlığın çarptığı renksiz yanaklarım
Solgun iki yaprak gibi titriyor.
Pencerelerde beni bekleyen gölgen yok
Tutkuyla bana sarılan bedenin yok.
Sanki kuru bir çınar yaprağına dönüşmüşüm
Usul usul akan bir nehrin üzerinde
Ses’sizce süzülmekteyim.
Gözlerim takılıyor mavi gök’yüzüne
Kenarları morbulutlar geçiyor üstümden
Bu uzayıp giden dinginliğin içinde
Ağır ağır yok oluyorum!
Sınırları saydam bir uzaklığın
Varlığını seziyorum sonra
Zihnin sis’ çökmüş bozkırında
Bir adam beliriyor yanında bir kadın
Omuzları çökmüş…
Yüzü allak bullak bir adam,
Ve ağladı ağlayacak bir kadın!
Bir yerlerden aşinayım onlara
Neredeyse tanıyacağım…







Keşke gerçekten tanıyabilseydik...
Bu kadar yüreğimizi yakamazlardı.
Şiirin imgeleri harika.
Saygılar sunarım